Bilim şüpheyi gerektirir. Bilmediğimiz ilk kez karşımıza çıkan bir konu hakkında elbette şüpheci bir yaklaşım içinde olacağız.
Teknoloji 1970’lerin ardından adeta bir din haline getirildi. Teknolojiye, onun getirdiği her ürüne ve kanaat önderlerine adeta tapınma başladı.
Mesela:
+5G’ye nasıl karşı çıkarsın?
-Ama sağlık alanında endişe ifade eden bir sürü uzman çalışması var.
+Hayır efendim itiraz edemezsin.
Ya da
+Elon Musk’ı nasıl eleştirirsin?
-Ama en iyi şirketi Tesla, kurulduğundan beri 15 yıldır doğru dürüst kar etmiyor.
+Hayır efendim sus otur.
Veya
+Bu merkezi sosyal medya devleri kişisel verilerimizi ele geçirdi hem bu tuhaf masonik sembollere çok benzeyen logolar da ne oluyor?
-Yaw sen nasıl sosyal medyaya laf edersin sus!
Böyle gidiyor…
Elbette Bitcoin veya Blokchain teknolojisi gibi bilmediğimiz bir konu ile karşılaşınca da doğal olarak şüphe duyacağız. Yalnız şüphe ve aşırı komploculuk arasında ince bir çizgi var. Dünyada komplo kurmaya çalışanların olduğu adeta aşikar. Ama her şeyi aşırı komployla açıklamaya başlarsak; şüphenin tam tersi bir yola girmiş oluyoruz. Küreselci diye tabir edilen kişilerin dünyada her şeyi yaptığına dair şüphe duyulmayan bir tarafa geçersek işte sağlıklı düşünmenin bittiği alana geçmiş oluyoruz. Bugün çoğunluk bu yanlış yolda ilerliyor.
Bitcoin’in küreselcilerin parası olduğuna dair bugün yaygın bir kanaat var. Aşırı komplocuların yaydığı bu düşünceye kanıt olarak 1988 The Economist kapağı gösteriliyor. Ya da blockchain vb. teknolojiler etrafında kurulan bazı yapıların sağında solunda küreselcilerin bulunmasına dikkat çekiliyor.
The Economist’in meşhur kapağı Bitcoin’i anlatmıyor. Kapağın işaret ettiği 2018 yılında Bitcoin dünyayı ele geçirmedi. Aksine çok büyük fiyat düşüşü yaşadı. Kapakta yer alan coin (metal yuvarlak para) ve zincir bir kripto parayı işaret ediyor olabilir ama bu Bitcoin olamaz. Çünkü küreselciler sınırsız basacakları para ister. Para sınırsız basılırsa sürekli değer kaybeder. Böylece parayı verdikleri çalışanlar kendilerini tasarruf yaparak koruyamaz ve para, borca dayalı olarak üretildiği için milli devletler ve bireyler sürekli artan borçlar içinde yüzer. Sonucunda da o sınırsız parayı yaratan küreselcilerin kölesi olur.
Öyleyse bu resimde belki de bir kriptopara olan bu para Bitcoin değilse hangi paraydı? Küreselcilerin projesi olan IMFCoin. Zamanın IMF Başkanı Lagarde bunu defalarca dile getirdi. Blockchain üzerinde sınırsız borca ve faize dayalı basılacak bir IMF kripto parası. İşte güya uzmanlar bunu görmeden kitleleri Bitcoine karşı dolduruyor. Oysa asıl tehdit IMFCoin. Birçok uzman büyük ihtimalle bilmeden IMFCoin’in yollarına gül döşüyorlar ve bunun farkında bile değiller.
Bitcoin ise tam tersi sınırlı, borca ve faize değil elektronik madenciliğe dayalı olarak çok yüksek maliyetle üretilen bir para. Günümüz para sisteminde dolar ya da IMF parası SDR’yi birkaç tuşa basıp istediğiniz gibi sıfır maliyetle sınırsız üretirsiniz. Oysa Bitcoin üretim maliyeti bugün çeşitli görüşlere göre 5 ila 8 bin dolar arasında değişiyor.
“Efendim işte Bitcoin sonuçta bir yazılım ve değiştirilebilir” diye ortaya atılan birçok iddia var. Bu konu da o kadar basit değil. Toplam işlem gücünün %51’ini ele geçirmek gerek. Bir saldırgan milyarlarca dolara mal olacak bu çok zor saldırıyı yapabilse bile; “uzmanların” anlamadıkları şey şu:
Önemli olan bu programı kullanan insanların iradesi ve ellerindeki teknolojik imkan. Birisi adeta imkansız olan bu %51’i ele geçirse bile yazılımda değişiklik yaparsa yeni ortaya çıkardığı şey artık Bitcoin olmuyor. O artık farklı bir para oluyor. Bunu zaten senelerdir bir sürü insan Bitcoini ele geçirmeye çalışarak değil ayrı zincirler kurarak yaptı. Litecoin, BitcoinCash, BSV, Dash hep bu şekilde üretilen başka kripto paralar.
O farklı parayı topluluk kullanmak istemediği sürece yeni tarafa kimse geçmez. Bitcoin yazılım kodu açık olduğundan dolayı her zaman eski verilerle farklı zincirde Bitcoin olarak devam imkanı var. Teknoloji buna artık müsait. Yani diş macunu tüpten çıkmış bir kere.
Blockchain teknolojisinin sağında solunda bir sürü küreselcilerle ilgili oluşum bulunması da hiçbir şey ifade etmez. Küreselcilerin her şeyden kar etme amacı olduğu için her alana bakarlar orayı ele geçirmeye çalışırlar. Bugün dünyada ve Türkiye‘de tüm siyasilerin hayatlarında bu küreselcilerle bir kesişme vardır. Küreselcilerle en çok mücadele edenlerin bile. Bu onların küreselciler tarafından ortaya çıkarıldığı ya da küreselcilere çalıştığı anlamına gelmez.
Bir konunun küreselciler tarafından üretilip üretilmediği ya da desteklenip desteklenmeyeceği onların işine yarayıp yaramayacağına göre çok net biçimde anlaşılabilir. Bitcoin küreselcilerin işine asla yaramayan çok güçlü bir parasal araçtır. Bu çok açık.
Bitcoin üretim miktarı sınırlıdır. Bitcoin istenildiği gibi borca ya da faize dayalı olarak üretilmez. Bir yerde Bitcoin üretildi diye kimseye borç yazılmaz. Oysa bugün dolar veya SDR üretmek aslında fiilen tüm dünya insanlarına borç yazmak demektir. Bitcoin enflasyon canavarının en büyük düşmanıdır. Değeri 11 yılda 180 bin kat artmıştır. Faizin borcun köküne kibrit suyu dökmektedir.
The Economist dergisinde Bitcoin’le ilgili hep kötü yazılar görürsünüz. Şöyle düşecek böyle ölecek vs vs. Bugün Bitcoin düşmanlığı yapan güya uzmanların Bitcoin hakkında yazdıkları ile The Economist’in Bitcoin hakkında yazdıklarını yan yana koyun: Adeta birebir birbirinin kopyasıdır. Oysa bu arkadaşlar küreselcilere en çok kendilerinin karşı olduğunu savunup dururlar.
Bitcoin’in küreselcilerin kesinlikle işine yaramayan hatta onları dinamitleyen bir yapı olduğunu sonunda anlayan ama ilk iddalarından da geri dönemeyen sözde uzmanların sarıldıkları son argüman: ”Küreselciler Bitcoini deneme olarak yarattı, zamanı gelince değerini sıfıra indirip onun peşinden gidenleri mahvedecekler.” Komik.
Adam bir şeyin deneme sürümünü ortaya koyacaksa kendini bitirecek bir fikri ortaya atar mı? Üstelik bunu söyleyenler şunu görmüyor: Bitcoin açık kaynak kodlu bir yazılımdır. Siz bugün Bitcoini bitirseniz bile bu fikir bir kere dolaşıma girdi. Birileri o yazılımı yine alır hatta belki onu daha da mükemmel hale getirir aynı fikir üzerine yine küreselcilere saldırır. Küreselciler enayi mi böyle on yıllarca kendilerine bela olacak bir fikri bir yazılımı kendi elleriyle üretsinler. İşte aşırı komploculuğun insanları savurduğu şüphe dışı, akıl dışı ortam.
Aynı konu Bitcoin’i NSA oluşturdu mantığı için de geçerli. ABD İstihbarat servislerinden NSA, suçluları takip için & Wall Street dışında gizli operasyonlar yapmak için Bitcoin’i oluşturmuş. Delil: Bitcoin NSA tarafından yayınlanmış SHA-256 algoritmasını kullanıyor. SHA-256 Bu vb alanlarda çalışan tüm programcıların alıp kullanabildiği bir kriptoğrafik hash üretim algoritması. O dönemde kırılması en zor algoritma olduğu için Bitcoin’de kullanılmış. Ya NSA buraya arka kapı koyduysa deniyor ama yıllardır hiçbir araştırmacı böyle bir şey bulamadı. Velev ki arka kapı var. Topluluk iradesi yine devreye girer. Bir arka kapı saldırısı yapılırsa topluluk farklı bir algoritma ile eski Bitcoin zincirini yine çalıştırıp yola devam eder.
NSA senaryosu da zaten öncelikle mantığa aykırı. NSA neden Wall Street dışı bir para arasın? Neden Kuzey Kore, İran Venezuela hatta Çin, Rusya vb Amerikan düşmanı olan güçlerin de kullanabileceği bir gizli para oluştursun. Daha da önemlisi NSA deli mi, Amerika’nın bugünkü gücünün temeli olan sınırsız doları bitirecek sınırlı bir Bitcoin çıkarsın? Böyle bir fikri ortaya atsın?
Güya uzmanlar, stratejistler TV’lere oraya buraya çıkıp; kripto para satın alan herkesin kimlik bilgilerini Blockchainlere verdiğini anlatıyor. Çünkü öyle oluyor sanıyorlar. Böylece küreselciler milli devletleri atlayıp herkesi Blockchainlere bağlayacakmış. Yani Bitcoin’in çekici kılınmasının sebebi buymuş. Yine çok komik. Bilmedikleri alanda atıp tutuyorlar. Kripto para satın alanların kimlik bilgelerini merkezi borsalar topluyor. Bunlar da Blockchain değil klasik veritabanı yöntemlerini kullanan merkezi organizasyonlar. Yani bilgiler Blockchain’e Bitcoin’e filan değil doğrudan milli devletlerin kontrolüne tabi olan bu borsalara gidiyor.
Bu sözde uzmanların derdi aslında kripto paralara akan para. Bu para neden zaten tarihin en büyük balonlarına ulaşmış borsaya, emlak piyasasına vb. gitmiyor diye hop oturup hop kalkıyorlar. Bakın geçmişlerine çoğu eskiden borsa ya da emlak işi yapmıştır. Kalıbımı basıyorum. Bu klasik borsalarda dönen dolapları, inşaat sektöründe gerekli gereksiz yapılan işleri hiç sorgulamazlar. Bir cehalet daha: Sanıyorlar ki vatandaş Bitcoin satın alırsa para ille de yurtdışına gidiyor. Oysa Bitcoin madenciliği dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de yapılıyor. Yani Bitcoin satın aldığınızda para ille de yurtdışına gider diye bir kaide yok. Kaldı ki zaten satın aldığınız şey de para. Üstelik verdiğiniz paranın sürekli satın alma gücü düşerken bu paranın satın alma gücü sürekli artıyor. Yani bu vatandaş altın satın aldı para yurtdışına gitti demek gibi bir şey.
Bitcoin, bir kişi veya grup belki de istihbarat organizasyonlarının desteği ile üretildi. Ancak bu kişi ya da organizasyonları sınırsız para taraftarları arasında aramak, onlarla ilgili komplo senaryoları kurmak akıl dışıdır. Şüphe duymalıyız. Ama bu şüphe sınırsız paradan Amerikanın ya da küreselcilerin hegemonyasından rahatsız olanlar tarafına odaklanmalı. Çünkü gerçekler o tarafta olmalı…
Hocam akıyorsunuz. Bu yazıları türkçe okudugum icin kendimi çok şanslı hissediyorum. İyiki varsınız. Tam gaz gelen balonlari patlatmaya devam etmeniz dilegiyle 😁
Hocam selamlar, sizinle çoğu fikirde uyuşan hamza yardımcıoğu son videosunda bitcoinin bir geçiş basamağı olduğunu ya da quantum bilgisayar gibi teknoloji ile merkeziyetsizliğinin bitirilebiliceğinden bahsetmiş
Erkan hocamin ellerine saglik
Siteden çok güzel çok memnunum her an haberlerden haberdarım. Herkese tavsiye ederim. siteyi yapanlara çok teşekkürler